...

Eğitim Fakültesi

Yaşayan Örneklerle Geçmişten Günümüze İlkokul Öğretmenliği Etkinliği Yapıldı
18/03/2022

16 Mart 1948’de Darülmuallimin (öğretmen okulu) açılışının 174. yıldönümü nedeniyle gerçekleştirilen “Yaşayan Örneklerle Geçmişten Günümüze İlkokul Öğretmenliği Etkinliği” 16 Mart saat 14.00’de üniversitemiz Eğitim Fakültesi Şehit Eren BÜLBÜL Konferans Salonunda Doç. Dr. Aysun ERGİNER’in açılış konuşmalarıyla başladı. Sayın ERGİNER, 16 Mart’ın öğretmen yetiştirmede neden önemli olduğuna değinerek, ilk öğretmen okulu olan Darülmuallimin’in açılışı ile birlikte tarihte ilk kez öğretmen yetiştirmenin sivil okullara devredildiğini ve öğretmen yetiştirmede öğretim yöntemlerinin öneminin fark edilmesi açısından da önemini vurguladı  Ardından geçmişten günümüze değin öğretmen yetiştirmenin genel görünümüne yönelik olarak “Öğrenmek ve Öğretmek Zevki” başlıklı sunumu için sözü Prof. Dr. Mustafa ERGÜN’e bıraktı.

Programa online olarak katılan Sayın Prof. Dr. Mustafa ERGÜN, Batı’da öğretmen yetiştirme sürecine değinerek, sürecin Tanzimat dönemine olan yansımalarını değerlendirdi. 16 Mart 1948’in, Darülmuallimin açılmasıyla ilk kez öğretmen yetiştirecek okulların belirlenmesi ve öğretmenlerin yetiştirilmesi sürecinde ihtisaslaşmaya gidilmesinde miladi bir olay olması bakımından büyük bir önem taşıdığını belirtti. Sayın ERGÜN, Darülmuallimin’in açılış süreci ve günümüze değin öğretmen okullarının değişim serüvenine konuşmasında yer verdi. Öğretmen yetiştirmeyle ilgili olarak Osmanlı Tanzimat Dönemine rastlayan Darülmuallimin, Darülmullimin-i Rüşdi, Darülmullimin-i Sıbyan okullarının yanında Cumhuriyet dönemindeki Köy Enstitüleri, İlköğretmen Okulları, Yükseköğretmen Okulları, Eğitim Enstitüleri, Eğitim Yüksekokulları ve sonunda Eğitim Fakültelerine dönüşen öğretmen yetiştiren okullara,  eğitim politikalarına değinerek Tanzimat döneminden günümüze planlı eğitim anlayışı doğrultusunda hazırlanan eğitim programlarının dayandığı tarihi, psikolojik ve felsefi temelleri değerlendirdi. Sayın ERGÜN, öğretmen adaylarından kendilerini sürekli olarak yenileyerek çağa uyum sağlamalarını istedi.

Prof. Dr. ERGÜN’ün ardından farklı ekollerle yetişmiş olan ve programın uygulayıcısı konumunda, MEB’de çeşitli zamanlarda öğretmenlik ve idarecilik yapmış olan öğretmenlerin sunumlarıyla devam eden etkinlikte, Atalay METİN, Önder DOĞAN ve Ahmet YILMAZ konuşmacı olarak devam etti.

Öğretmen okulu mezunu olan Sayın METİN, bireysel eğitim sürecini ve öğretmenliği boyunca yaşadığı deneyimlerden bahsederek eğitim sürecinin tek paydaşının öğretmen olmadığını ancak öğrenci veli ve çevrenin büyük önem arz ettiğini söyleyerek nitelikli bir eğitim için eğitim yönetiminin nasıl olması gerekliliğine değindi.

Sayın Önder DOĞAN, eğitimde gerçekliğin ve gereksinimin tarihsel dönüşümlerini aktararak bilimsel anlamdaki değişim ve dönüşümlerin eğitim programlarına, dolayısıyla eğitim uygulamalarına etkisini anlattı.  

Sayın Ahmet YILMAZ, öğretmen olma sürecinde yaşadığı meşakkatli süreci anlattı ve öğretmen adaylarına tavsiyelerde bulundu. Öğretmenlik mesleğinin sevilmeden yapılması mümkün olmayan bir meslek olduğunun altını çizdi.

Daha sonra, ilkokula öğretmen yetiştirme sürecinde dört yıllık Eğitim Yüksekokullarından Eğitim Fakültelerine dönüşümün ilk mezunlarından Sayın Doç. Dr. Ergin ERGİNER, kendi yetiştiği kurum hakkında bilgiler verdi.  Okullarının girişinde bulunan özlü söz -“Davranışları kişinin aynasıdır!”- ve boy aynasına dikkat çekerek, okula geldikleri ilk andan itibaren aynaya baktıklarını ve devamında davranışlarıyla örnek oluşturmaya çalıştıklarını, ince ve hassas ayarlarla öğretmen adaylarına nüktedan bir şekilde anlatmaya çalıştı. Konuşmasını “Çocuklar kırmızı çizgimizdir!” diyerek bitiren Sayın ERGİNER, öğrencilerinden onlara göstermiş olduğu özeni gelecekteki öğrencilerine göstermelerini istedi.

Etkinlik katılımcılara plaket takdimiyle sonlandırıldı.